Burcu Özdemir

A Prospective Review of the Results of Patients Treated and Followed up for a Diagnosis of Sarcoidosis

OBJECTIVES The present study reports the treatment and follow-up results of patients prospectively diagnosed and treated in a public hospital. MATERIAL AND METHODS The present study reports the prospective follow-up data of 21 sarcoidosis cases followed up and treated in the Department of Chest Diseases of Dörtyol State Hospital from January 2010 to December 2014. RESULTS The 21 cases had a mean age of 44±10 years and a mean follow-up period of 38±13 months. While 10 cases were given steroid treatment, 11 cases were radiologically followed up. Besides pulmonary involvement, skin findings were detected in 7 cases and ophthalmologic findings were detected in 3 cases. In the treatment group, regression was observed in the radiographic findings of 6 cases, while no radiologically significant changes were seen in 4 cases. In the follow-up group, regression was observed in the radiographic findings of 9 cases, while no significant changes were seen in mediastinal LAPs of 2 cases. At the end of the treatment, it was found that 1 case developed steroid-induced myopathy, 1 case developed fungus ball of the sequelae, 1 case had loss of vision secondary to posterior uveitis, and 1 case had a risk of steroid-induced osteoporosis. CONCLUSION Choice of treatment procedure based on the stage and clinical results of the patient is still the most effective method in sarcoidosis treatment.

Eşzamanlı Bilateral Primer Spontan Pnömotoraks Olgusu

Primary spontaneous pneumothorax is probably appeared by collection of air because of rupture of an apical subpleural bulla or bleb. Simultaneous bilateral primary spontaneous pneumothorax seem at the same time is rare and life threatening condition. Here we presenting a case of bilateral primary spontaneous pneumothorax who applied to emergency service with sudden dyspnea and bilateral chest pain

Stenotrophomonas maltophilia as a Pathogen of Nosocomial Pneumonia: Seven Case Reports

Özet GİRİŞ Stenotrophomonas maltophilia, hastane ortamında giderek artan nozokomiyal patojenlerden biri haline gelmiştir. Bu bakteri ile ilişkilendirilen klinik tablolar; pnömoni, santral venöz kateter ilişkili bakteremi, deri ve yumuşak doku infeksiyonları, endokardit, idrar yolu infeksiyonları, menenjit, mastoidit, sinüzit, cerrahi alan infeksiyonları, intraabdominal infeksiyonlar, göz infeksiyonları ve kemik eklem infeksiyonlarıdır [1,2]. Bu yazıda balgam kültürlerinde S. maltophilia üremesi saptanan nozokomiyal pnömonili hastaların klinik özellikleri değerlendirilmiştir. OLGU SUNUmU Şubat 2010-Mart 2011 tarihleri arasında Devlet Hastanesi yoğun bakım servisinde yatan ve balgam kültürlerinde Stenotrophomonas maltophilia üremesi saptanan yedi pnömonili hastanın yaş, cinsiyet, altta yatan hastalıkları ve risk faktörleri, laboratuar ve radyografik bulguları ile antibiyotik duyarlılıkları değerlendirilmiştir. Kültürde S. maltophilia üremesi saptanan olguların antibiyotik duyarlılık testleri disk difüzyon yöntemi ile yapıldı. S. maltophilia üremesi saptanan 2’si kadın 7 olgunun yaş, cinsiyet, altta yatan hastalıkları ve risk faktörleri, laboratuar ve radyolojik (Resim 1-3) bulguları Tablo 1’de gösterilmiştir. S. maltophilia üremesi saptanan olguların antibiyotik duyarlılıkları Tablo 2’de gösterilmiştir. TARTIŞmA Nozokomiyal S. maltophilia enfeksiyonlarının insidansı son 15 yıl içersinde artış göstermiştir. Türkiye’den yapılan çalışmalar irdelendiğinde, S. maltophilia genel hastane infeksiyonu etkeni olarak %0-1.6 oranları arasında izole edilmekte ve bu oran YBÜ (Yoğun Bakım Ünitesi) kökenlerinde %4’lere kadar çıkabilmektedir [3-5]. Yurt içi ve yurt dışı çalışmaların çoğunda, pnömoni ve bakteremi en sık saptanan ve mortalitesi yüksek olan infeksiyonlar olarak bildirilmektedir [1,2,4,6]. SENTRY Antimikrobiyal Sürveyans Program çalışmasında Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Latin Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik’ten 842 S. maltophilia izolatının etken olduğu infeksiyonda pnömoni görülme oranının bakteriemilere göre dört kat daha fazla olduğu saptanmıştır [6]. Dizbay ve ark. [4] yaptığı çalışmada pnömoni %42.6, Avcı ve ark. [7] yaptığı çalışmada da pnömoni %38 olarak saptanmıştır. Bizim de 7 olgumuzda S. maltophilia’ya bağlı pnömoni gelişmiş olup, 3 hastamız hayatını kaybetmiştir. Bu olgu, TüSAD 33. Ulusal kongre’si-SOLUNUm 2011’de (15-19 Ekim 2011, İzmir) sunulmuştur. Yazışma Adresi / Address for correspondence: Levent Özdemir, Dörtyol Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Kliniği, Hatay, Türkiye Tel: +90 533 388 89 84 E-posta: levent2408@mynet.com ©Telif Hakkı 2013 Türk Toraks Derneği Makale metnine www.toraks.dergisi.org web sayfasından ulaşılabilir. ©Copyright 2013 by Turkish Thoracic Society Available online at www.toraks.dergisi.org Hastane ortamında ve yoğun bakımda uzun süreli yatışlar, santral venöz kateter gibi invaziv işlemler, mekanik ventilasyon uygulanması, öncesinde antibiyotik kullanım öyküsünün olması, altta yatan malignite ve nötropeni önemli risk faktörleridir [1]. Hastalarımızda da risk faktörü olarak, yoğun bakımda uzun süreli yatış, idrar sondası, öncesinde antibiyotik kullanımı, santral venöz kateter, mekanik ventilasyon uygulanması, cerrahi operasyon, intravenöz madde kullanımı saptanmıştır. S. maltophilia kullanımda olan bir çok antibiyotiğe karşı dirençlidir. Dünya çapında Ocak 1997-Aralık 2003 tarihleri arasında gerçekleştirilen SENTRY Antimikrobiyal Sürveyans Program çalışmasında antibiyotik duyarlılıkları incelendiğinde trimetoprim-sulfametoksazol, levofloksasin, siprofloksasine karşı duyarlılık yüksek düzeyede saptanmıştır [6]. Aynı şekilde ülkemizde yapılan Çaylan ve ark.’nın [8], Dizbay ve ark. [4], ve Avcı ark.’nın [7] çalışmalarında da benzer şeklide trimetoprim-sulfametoksazol, siprofloksasine duyarlılığın fazla olduğu, karbapenem gurubu antibiyotiklere direncin yüksek olduğu saptanmış. Bizim olgularımızın antibiyotik duyarlılıklarına baktığımızda tüm olguların Trimetoprimsulfametoksazol ve amikasine duyarlı olduğu, 1 olguda siprofloksasin, 6 olguda da imipenem dirençli olduğu saptandı. Sonuç olarak, risk faktörü taşıyan hastalarda karbapenem grubu antibiyotiklerin kullanımında dikkatli olunmasının Tablo 1. S. maltophilia üreyen hastaların özellikleri Yaş Altta Yatan Risk Faktörü Laboratuar Radyoloji hastane Durum cinsiyet hastalık yatış /gün Olgu 1 76 K Diyabet İdrar sondası Hb: 9.2 Lober konsolidasyon 56 Ex Kalp Yetmezliği Öncesinde antibiyotik alımı Plt: 273 Plevral sıvı Hipertansiyon Santral venöz kateter BK: 10.8 SVH Mekanik ventilasyon CRP: 35.2 Olgu 2 79 E KOAH İdrar sondası Hb: 12.1 Lober konsolidasyon 51 Ex SVH Öncesinde antibiyotik alımı Plt: 680 Plevral sıvı Santral venöz kateter BK: 24.1 Mekanik ventilasyon CRP: 13.8 Olgu 3 81 K Diyabet İdrar sondası Hb: 11 Lober konsolidasyon 13 Ex Kalp Yetmezliği Öncesinde antibiyotik alımı Plt: 197 Plevral sıvı Hipertansiyon Santral venöz kateter BK: 22.2 Mekanik ventilasyon CRP: 8.9 Olgu 4 61 E KOAH İdrar sondası Hb: 11.3 İnterstisyel konsolidasyon 42 Yaşıyor Öncesinde antibiyotik alımı Plt: 191 Mekanik ventilasyon BK: 14.9 İmmun suprese tedavi CRP: 13.3 Olgu 5 53 E Diyabet Yok Hb: 11.6 İnterstisyel konsolidasyon 8 Yaşıyor Kalp Yetmezliği Plt: 344 Hipertansiyon BK: 12.5 KOAH CRP: 1.8 Olgu 6 28 E Yok Öncesinde antibiyotik alımı Hb: 14.1 Lober Konsolidasyon, 7 Yaşıyor İntravenöz madde kullanım Plt: 293 atelektazi Cerrahi operasyon BK: 15.6 CRP: 32 Olgu 7 71 E Akciğer karsinomu Öncesinde antibiyotik alımı Hb: 12.8 Segmenter konsolidasyon 6 Yaşıyor Plt: 345 BK: 12.8 CRP: 11 BK: (N: 4.1-10.9), Hb: (N: 12-18.1), Plt: (N: 142-424), CRP: (N: 0-0.5 mgr/dL) Tablo 2. S. maltophilia üremesi saptanan olguların antibiyotik duyarlılıkları TMP-SMX AK CIP IMP Olgu 1 S S S R Olgu 2 S S S R Olgu 3 S S S R Olgu 4 S S R R Olgu 5 S S S S Olgu 6 S S S R Olgu 7 S S S R TMP-SMX: Trimetoprim-sulfametoksazol, AK: Amikasin, CIP: Siprofloksasin, IMP: İmipenem 73 Turk Toraks Derg 2013; 14: 72-4

Resistance Rates of Antituberculosis Drugs in Pulmonary Tuberculosis Patients Producing Mycobacterium Tuberculosis

Objective: Determination of antituberculosis drug resistance rate in pulmonary tuberculosis patients producing Mycobacterium tuberculosis. Material and Method: 134 pulmonary tuberculosis patients producing Mycobacterium tuberculosis in cultures in the Trakya University Medical Faculty Hospital between the years 2005-2007 were enrolled in the study. Four major antituberculosis drugs (H, R, streptomycin (SM), ethambutol (EMB)) resistance and multidrug resistance rates were investigated. using the BACTEC 460 TB system. Results: 134 pulmonary tuberculosis patients producing Mycobacterium tuberculosis were detected and 31 female patients were found and 103 male patients . Acid resistant bacilli were found in 58.2% of the patients with EZN. Antituberculosis resistance rates were established as H 10.4%, R 3%, EMB 0.7%, SM 0.7%. Conclusion: It was determined that a follow up of drug resistance patterns in patients with pulmonary tuberculosis will be useful in determining treatment protocols and preventing drug resistance. (Tur Toraks Der 2011; 12: 111-3)

Evaluation of Atopy in Patients with Allergic Symptoms in Hatay/Dortyol District

Amaç: Hatay/Dörtyol bölgesinde, alerjik semptomlarla başvuran hastaların allerjen duyarlılığının deri testi ile belirlenmesi. Gereç ve Yöntem: Ocak 2008–Aralık 2008 tarihleri arasında Dörtyol Devlet Hastanesi Göğüs hastalıkları ve Dermatoloji polikliniklerine başvuran astım, alerjik rinit, kronik ürtiker ve atopik dermatit tanısı alan hastalara uygulanan deri testi sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Bulgular: Bu dönem içerisinde toplam 35403 poliklinik yapıldı ve 17961 farklı hasta tedavi edildi. Çalışmaya yaş ortalaması 29.7±16.8 olan 483’ü erkek, 1467’si kadın 1950 hasta alındı. Hastaların 228’nin alerjik rinit, 1139’nun astım, 256’sının kronik ürtiker, 327’sinin atopik dermatit olduğu saptandı. Tüm hasta grubunda atopinin kadınlarda (%74.6) erkeklerden (%65.2) daha fazla olduğu, Nisan (%91.5), Mayıs (%81.9), Mart (%79.2) aylarında daha sık saptandığı gözlendi. Atopi, alerjik rinitte %82.9, astımda %76.6, dermatitte %61.8, kronik ürtikerde %57 olarak saptandı. Tüm hastalıklarda en sık allerjen olarak ev tozları (%48.5), ot karışımı (%39.5) ve mantar karışımı (%37.6) saptandı. Sonuç: Hatay/Dörtyol bölgesinde atopi sık görülmektedir. (Tur Toraks Der 2011; 12: 5-8) Anahtar sözcükler: Atopi, astım, alerjik rinit, kronik ürtiker ve atopik dermatit Geliş Tarihi: 07.08.2009 Kabul Tarihi: 15.01.2010 ABSTRACT