Network
Latest external collaboration on country level. Dive into details by clicking on the dots.
Publication
Featured researches published by Erkan Parlak.
Endoskopi Gastrointestinal | 2015
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Ustundag Y, Parlak E, et al. Feasibility of using wire-guided needle-knife electrocautery for refractory biliary and pancreatic strictures. Endoscopy Gastrointestinal 2013;21:58-9
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2014
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Merrill JT, Mullady DK, Early DS, Azar RR, Edmundowicz SA, Jonnalagadda SS. Timing of endoscopy after extracorporeal shock wave lithotripsy for chronic pancreatitis. Pancreas 2011;40:1087-90
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2013
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
CC, et al. J Surg Oncol 2000). Bu olgu serisinde dikkati ceken en onemli bulgular, hic bir olgunun post-op donemde hastanede hayatlarini kaybet- memesi, ortalama 33 aylik bir yasam suresinin saglanabil- mesi, ozellikle 2. olgunun nuksuz 43 ay takibi, 3. olguda nuks olduktan sonra yapilan radyoterapi sonrasi nuksuz 40 aylik takibin mumkun olabilmesi olarak siralanabilir. Bununla beraber bu olgularin pre-operativ donemde cok iyi karaciger rezervleri olmasi, bu basarili sonuclarin elde edilmesinde onemli bir etken olarak gozukmektedir. Yani, cok iyi karaciger rezervi olan siroz olgularinda HSK-IVK in- vazyonu-trombozuna yonelik yapilacak agresif tedaviler modern teknolojiler sayesinde yuz guldurucu olabilmek- tedir. Daha ileri evre karaciger hasari oldugunda ise orne- gin CTP evre B olgularinda benzer tedavinin oldukca kotu sonuclari bildirilmektedir (Fukuda S, et al. Surgery 2002). Sonuc olarak iyi karaciger rezervi olan olgularda karaci- gerin ve IVK’nin en blok rezeksiyonunun belki de kuratif bir tedavi yontemi olabilmesi ve gelecekte bu olgularin tedavi algoritmalarinda yer alabilmesi mumkun gozuk- mektedir. Ancak, bu yonde kesin sonuclar icin daha genis cerrahi hasta serilerine ihtiyac vardir
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2012
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Zonguldak Karaelmas Universitesi Tip Fakultesi,1Ic Hastaliklari Anabilim Dali, Gastroenteroloji Bilim Dali, Zonguldak Turkiye Yuksek Ihtisas Hastanesi, 2Gastroenteroloji Klinigi, Ankara
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2011
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Bu calismada, hepatoselluler kanser (HCC) nedeniyleopere olan olgularda tumor nuksunun degerlendirilmesinde pozitron emisyon tomografi (PET)/bilgisayarli tomografi (CT)’nin etkinligi arastirilmasi amaclanmis. Buamacla, nakil olmus 93 hepatoselluler kanser olgusunun10’unda olasi nuksun degerlendirilmesinde, nakil oncesive sonrasi 18fluoro-2 deooxy D-glukoz (18F-FDG) PET/CTbulgulari karsilastirilmis. Kullanilan software ile 3 boyutlu(transaksiyal, koronal, sagittal) degerlendirme imkanivarmis ve nukleer tip uzmani tarafindan elde olunan karacigerin FDG tutulum derecesi, PET’de goruntulere goreizometabolik, hipermetabolik ve hipometabolik olarak siniflandirilmis. Eger lezyon hipermetabolik ise malign lezyon olarak yorumlanmis. Karaciger disi lezyonlar 5 puanuzerinden degerlendirilmis; 0. gorunur lezyon yok, 1. karacigerden daha az bir tutulum var, 2. karaciger kadar tutulum var, 3. karacigerden daha cok ancak beyin korteksinden daha az tutulum soz konusu, 4.beyin korteksindeolan kadar tutulum var. Eger ekstrahepatik tutulum derecesi 3’den fazla ise anlamli kabul edilmis. Bu 10 nukssuphesi olan hastanin, ortalama yasi 48.5 yil ve hepsindehepatit B virus iliskili siroz mevcut imis. 5’inde Milan disi,4’unde UCSF kriterleri disi nakil soz konusuymus. 2 hastada alfa fetoprotein (AFP) duzeyi 200 ng/ml uzerindeymis. Bu hastalarin %60’inda karaciger disinda (kemik veakciger), %30’unda karaciger ici, %10’unda hem karaciger ici hem de karaciger disinda nuks saptanmis. 4asemptomatik olguda AFP yukselmesi nedeniyle, bu olgulara CT cektirilmis ve HCC nuksu saptanmis. 3 olgudaise fizik muayene ve/veya semptomlar nuks olabileceginidusundurmus. PET/CT 4 olgunun 1’inde karaciger icinuksu gostermis. Dinamik CT’de ise 4 olguda 27 HCC lezyonu saptanmis. Yani, PET/CT’de karaciger ici tumor yakalanma orani %7.4 bulunmus. 1 cm’den buyuk tumorlerde PET/CT’nin yakalama orani %20 iken, 1 cm’den daha kucuk lezyon ise yakalanamamis. 7 hastada 17 karaBu calismada, 93 hastada yapilan 18F-FDG PET/CT incelemesinde 5 hastada tutulum oldugu ve bu 5 olgunun
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2010
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Bu makalede yazarlar, Crohn olgular›n›n barsak darl›klar›n›n tedavisinde endoskopik balon dilatasyonun uzun dönem etkinli¤i ve güvenilirli¤i araflt›rm›fllar. Ayr›ca, efl zamanl› olarak olgulara verilen medikal tedavi ve hastal›k aktivitesinin yap›lan endoskopik balon dilatasyon sonuçlar› üzerine etkisi de incelenmifl. Uzun dönem etkinli¤in kriteri olarak da, ilk dilatasyon sonras› yeni dilatasyon veya cerrahi ihtiyac›n›n ortadan kalkmas› olarak belirlenmifl.
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2009
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
endoskopik sfinkteratomi sonrası Dormia basket kullanarak veya balon kateter ile çıkartılamayan safra kanalı taşlarında geniş çaplı balon dilatasyonu tecrübelerini raporlamışlardır. 2005-2006 yılları arasında, 50 hastada koledok taş ekstraksiyonunun standart yöntemlerle (Dormia basket ve balon kateter) gerçekleştirilememesi nedeniyle, 15-20 mm arası çapta CRE balonları kullanıldığı bildirilmektedir. Seçtikleri balon çapını, taşın çapı veya distal koledok çapında olan azalmaya göre belirlemişler ve bütün olgularda profilaktik antibiyotik kullanmışlar. Hastalar 3 gruba ayrılmışlar; grup 1’de 15 mm’den büyük çaplı taşı olanlar (28 hasta), grup 2 koledok distalindeki incelme nedeniyle taş ekstraksiyonu yapılamayan olgular (14 hasta), grup 3 ise hem taş çapı büyük hem de koledok distalinde incelme olan olgular (8 hasta). Taş ekstraksiyonu konvansiyonel yöntemlerle yapılamayacağı anlaşılınca, mekanik litotripsi uygulanmadan CRE balonun ortası sfinkteratomi yerine gelecek şekilde yerleştirilmiş, balon kontrast verilerek şişirilmiş ve kum saati görünümü düzelinceye kadar kontrast enjeksiyonu yapılmış. Bundan sonra da balon şiş pozisyonda 45-60 saniye tutulmuş. Ardından, eğer taşlar spontan olarak duodenuma boşalmaz ise balon kateter veya dormia basket ile taş ekstraksiyonu tamamlanmış. Eğer bu işlem başarısız olursa, mekanik litotripsi ve veya cerrahi tedavi gerçekleştirilmiş. İşlemden 6-24 saat sonrasında amilaz takibi yapılmış ve hastaların oral gıda alımı kesilmiş.
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2009
Güray Ceylan; Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Zonguldak Karaelmas Universitesi Tip Fakultesi Ic Hastaliklari Anabilim Dali, Gastroenteroloji Bilim Dali1, Zonguldak Turkiye Yuksek Ihtisas Hastanesi, Gastroenteroloji Klinigi2, Ankara
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2009
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Bu calismada, ileokolonik ve veya ileal tutulumluolgularda, myenterik veya sunmukozal pleksitvarliginin Crohn hastaligi (CH)’nin postoperatiferatif nuks icin onemi arastirilmistir. Bu amacla,yazarlar 1995-2006 yillari arasinda ileokolonikveya ileal rezeksiyon yapilmis 171 (cerrahi doneminde %41 kortikosteroid tedavisi, %21 immunomodulator tedavi ve %3.6 anti-TNF tedavisi almakta) CH olgusunu calismaya dahil etmisler;kalici ileostomi, ulseratif kolit varligi, ileal tutulumu olmayan CH olgulari, postoperatif takibi olmayan hastalari calisma disi birakmislar. Kontrolgrubu olarak cekum kanseri icin opere edilen 10hasta alindigi ifade edilmektedir. CH tanisinin klinik, radyolojik, endoskopik ve histolojik kriterleredayanilarak kondugu ifade edilmektedir. Hastalarin sigara icip icmedikleri, cerrahi oncesi hastaliksuresi, cerrahi oncesi verilen tedavi, endikasyon veanastomoz tipi, postoperatif profilaktik tedavi vepostoperatif komplikasyonlar her hasta icin ayriayri degerlendirildigi belirtilmektedir. Cerrahi sonrasi nukse kadar gecen sure not edilmis ve cerrahisonrasi ilk 2 yil icinde klinik bulgular nedeniyleozgun tedavi gerektiren olgular erken postoperatifnuks olarak adlandirilmistir. Operasyon nedenleri olarak, 41 olguda abse, 109 hastada darlik, 11olguda perforasyon, 45 olguda fistul, 129 olgudatek step anastomoz, 17 olguda postoperatif komplikasyon nedeniyle yeni cerrahi islemler gerceklestirildigi not edilmistir. Patolojik degerlendirmede,proksimal rezeksiyon alaninda myenterik ve submukozal pleksuslarda inflamasyon (pleksit) varligi, rezeksiyon bolgesinde hastaliksiz alan uzunlugu, inflamatuvar infiltratlar, kript abse, yapisaldegisiklikler, granulma, erozyonlar, fistul ve ulse
Akademik Gastroenteroloji Dergisi | 2009
Yücel Üstündağ; Erkan Parlak
Bu calismada, gastrointestinal stromal tumor(GIST) supheli olgularinda, endosonografi (EUS)esliginde yapilan ince igne aspirasyonu (IIA)’nunteshis degeri ile islemin teshis gucunu arttiran(prediktif) ozelliklerin tespiti amaclamislardir. Buamacla yas ortalamasi 61.6 yil olan 112 hasta(61 erkek, 51 kadin) calismaya dahil edilmis vekolonik submukozal kitleli olgularin calisma disibirakildigi raporlanmis. Yazarlar hasta yasi, cinsiyet, lezyonun yerlesim yeri, uzun-kisa aksi, orjinaldigi tabaka, IIA ile lezyon icine giris sayisi, coreigne giris sikligi, jumbo biyopsi forseps giris sikligi ile IIA, core ve jumbo biyopsi forseps orneklerinin patolojik degerlendirme sonuclarinin analizedildigini bildirmektedirler. Bu arastirmada, EUS’in, lineer cihazlar ile yapildigi ve Pentax veya Olympus sistemler ile 22G igne kullanildigi ifade edilmistir. Islem odasindahazir olan sitoteknisyeni veya sitopatolog ile orneklerin degerlendirildigi, Diff Quick boya ile sellularitenin ve Papanicolaous boya ile baska birorneklemenin boyandigi ve bir hucre blogununhazirlandigi bildirilmektedir. Core igne biyopsilerinin 19G igne (Cook Medical) ile alindigi ve histopatolojik inceleme icin formaline yatirildigi belirtilmektedir. Patolojik inceleme sonuclarina gore lezyonlar su sekilde siniflandirilmislardir; GIST,leiomyom, noronal tumor, spindle hucre tumorve teshis yapilamayan. GIST tanisi, CD117 pozitifligi olan spindle-epiteloid hucrelerin varligi ilegosterilmis. Leiomyomlar, spindle hucre tumorleri olup aktin pozitif, CD117 negatif tumorlerdir.Noral tumorler s100 pozitif spindle hucre tumorleridir. Patoloji sonuclari ayrica, teshis saglayan,supheli ve bir teshise yonlendirmeyen olarak kategorize edilmisler, klinik, demografik ve islemeait teshisi tahmin ettirici (prediktif) faktorlerinunivaryant-multivaryant (lojistik regresyon) ana