Taçnur Baygar

Determination of changes in chemical and sensory quality of sea bass marinades stored at +4 (±1)°C in marinating solution

Sea bass (Dicentrarchus labrax) fish fillets (scaly, descaled and skinned) were marinated in a solution composed of 2.5% acetic acid and 11% sodium chloride and stored at + 4 (±1)°C. Chemical and sensory attributes of the marinated sea bass fillets were monitored during the storage period of 90 days. According to sensory analysis results, only the skinned fillets failed to sum up the overall acceptability score of ≥5 at the end of the storage period. Of those chemical quality parameters total volatile basis nitrogen (TVB-N), trimethylamine (TMA-N), and pH measured for both marinated scaly and descaled fillets fluctuated within the acceptability limits during the entire storage period. Only the thiobarbituric acid (TBA) values exceeded the acceptability limits on days 70 and 56 for the marinated descaled and skinned fillets, respectively. These results showed that marinating may be used as a reliable preserving method for sea bass.

SU İÇERİSİNDE BİRDEN FAZLA KEZ ÇÖZÜNDÜRÜLEN LEVREK BALIĞI (Dicentrarchus labrax)'NIN ET KALİTESİNDE MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLERİN TESPİTİ

A 56 day feeding trial experiment was conducted using Clarias gariepinus fingerlings of 10g mean weight fed four different iso-nitrogenous diets with 40% crude protein level. The experiment evaluated the relative effects of phytase enzyme inclusions in plant protein supplement (Soybean meal, T1) and animal protein supplement (Fish meal, T3). The other two diets, plant protein base (T2) and animal protein base (T4) had no phytase enzymes. Results of growth indices showed significant differences (P<0.05) among the treatments. The best growth and feed conversion efficiency were obtained with Diet T3 fish meal with phytase inclusion which had the highest mean weight gain (MWG) of 6.109, specific growth rate (SGR) of 0.0085%, protein efficiency ratio (PER) of 0.060, apparent net protein utilization, (ANPU) of 59.80 and the lowest feed conversion ratio (FCR), of 2.65. Based on these results, diet T3, (fishmeal with phytase inclusion) was best. However, diet T1 - soybean meal with phytase inclusion is recommended to fish farmers based on relative economic advantage as a cheap protein supplement than fish meal. Key words: Diet performance, phytase, ingredient substitution, growth, Clarias gariepinus.

Determination of nutritional composition of Enteromorpha intestinalis and investigation of its usage as food

Bu calismada Mugla Akyaka Kadin Azmagi’indan toplanan yesil makroalg Enteromorpha intestinalis ’in besinsel kompozisyonunun mevsimsel olarak belirlenmesi ve gida amacli kullaniminin tespiti amaclanmistir. Ortam kosullari ve ardindan etuvde kurutma isleminden sonra, E. intestinalis cay, corba ve baharat seklinde hazirlanmis ardindan duyusal degerlendirmeye alinmistir. Besinsel kompozisyon analiz sonuclarina gore; ancak E. intestinalis ‘in icerdigi daha yuksek miktarda protein, ilkbaharda kul ve C vitamini, sonbaharda coklu doymamis yag asitleri nedeniyle, kullanim alanina bagli olarak 12 ay boyunca degerlendirilebilecegi dusunulmektedir. Duyusal analiz bulgularina gore ise; elde edilen urunler Turk damak tadina cok yakin olmasa da, urunlerin farkli iceriklerle cesitlendirilmesinin kabul edilebilirliklerini arttirdigi sonucuna varilmistir .

KÖYCEĞİZ LAGÜNÜ’NDEN AVLANAN FARKLI KEFAL (Mugilidae) TÜRLERİNİN DUYUSAL, KİMYASAL VE MİKROBİYOLOJİK KALİTESİNİN BELİRLENMESİ

Bu calismada, Mugla Koycegiz Lagunu’ne giren farkli kefal turlerinin duyusal, kimyasal ve mikrobiyolojik acidan et kalitesinin tespit edilmesi amaclanmistir. Ayrica her bir kefal turunun et verimi de belirlenmistir. Bu calisma Temmuz 2015 ile Haziran 2016 arasinda gerceklestirilmistir. Koycegiz Lagunu’nden avlanan dort kefal turunun ( Mugil cephalus, Liza aurata, Liza saliens ve Chelon labrosus ) et verimi, duyusal, kimyasal (pH, TVB-N, TMA-N, TBA) ve mikrobiyolojik (Toplam mezofilik bakteri, toplam psikrotrofik bakteri ve toplam koliform bakteri) acidan kalite degerleri tespit edilmistir. M. cephalus ; Mayis ve Eylul aylari arasinda, L. aurata ; Ocak, Şubat, Mart, Haziran, Temmuz, Eylul, Kasim ve Aralik aylarinda, L. saliens ; Mayis, Temmuz ve Agustos aylarinda, C. labrosus ise Ocak, Mart, Mayis, Haziran, Temmuz, Agustos ve Eylul aylarinda temin edilmistir. Calisma sonuclarina gore; duyusal acidan tum kefal turlerinin cok taze (birinci kalite) baliklar oldugu panelistler tarafindan belirlenmistir. Kefal baliklarinin kimyasal ve mikrobiyolojik analiz verilerine gore; butun turler icin tuketilebilir limit degerlerinin cok altinda bulunmustur. M. cephalus, L. aurata, L. saliens ve C. labrosus turlerinin et verimi ise; disi bireyleri icin sirasiyla % 39.60, 38.37, 47.31 ve 49.56; erkek bireyleri icin % 42.40, 40.04, 44.73 ve 46.51 olarak belirlenmistir.

GÜNLÜK AĞACI (Liquidambar orientalis) YAPRAKLARINDAN ELDE EDİLEN EKSTRAKTIN KÜLTÜR LEVREĞİNİN (Dicentrarchus labrax) RAF ÖMRÜ VE ET KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİ

Bu çalışmada Muğla (Türkiye) ilindeki endemik ağaç türlerinden biri olan günlük ağacı yapraklarından elde edilen ekstraktın, kültür levreğinin kalitesi ve raf ömrü üzerine doğal bir koruyucu olarak etkisinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla kurutulduktan sonra ekstrakte edilmiş olan günlük ağacı yapraklarından %0.1, %0.5 ve %1’lik oranlarda hazırlanan solüsyonlar içerisine levrek balıkları daldırılmış ve buzdolabı şartlarında (4±2°C) kalite değişimleri ve raf ömrü tespit edilmiştir. Kalite analizleri sonucunda duyusal olarak kontrol grubu örneklerinin 15. günde, günlük ağacı yaprak ekstraktı içeren bütün grupların ise 18. günden sonra bozulduğu tespit edilmiştir. Özellikle oksidasyon göstergesi olan TBA açısından ektraksiyon grupları ile kontrol grubu arasında önemli bir fark bulunurken, mikrobiyolojik açıdan önemli bir fark yakalanamasa da %1 günlük ağacı yaprak ekstraktının özellikle toplam Enterobacteriaceae açısından diğer gruplara oranla daha etkili olduğu görülmüştür. Çalışma sonunda sığla ekstraktı uygulanan levrek balıklarının raf ömrünün duyusal olarak kontrol grubuna oranla 3 gün daha fazla olduğu görülmüştür.