Bahriye Atmış

Urolithiasis Frequency and Risk Factors in Home Ventilated Patients with Tracheostomy

©Telif Hakkı 2017 Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği Çocuk Acil ve Yoğun Bakım Dergisi, Galenos Yayınevi tarafından basılmıştır. Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Dr. İlknur Tolunay, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Yoğun Bakım Bilim Dalı, Adana, Türkiye E-posta: ilknurtolunay@gmail.com ORCID ID: orcid.org/0000-0002-3454-8483 Geliş Tarihi/Received: 30.07.2017 Kabul Tarihi/Accepted: 14.09.2017 Giriş: Bu çalışmada, ev tipi ventilatör ile izlenen trakeostomili hastalarda ürolitiazis sıklığı ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Ocak 2014 ve Aralık 2015 tarihleri arasında çocuk yoğun bakım ünitemize yatırılan ve ev tipi ventilatörü olan trakeostomili 30 hasta geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Hastalara ait yaş, cinsiyet, altta yatan hastalık, kullanmakta olduğu ilaçlar, beslenme şekli, beslenme ürünü, kan biyokimyası, parathormon, 25(OH) vitamin D düzeyi, spot idrarda kalsiyum/kreatin, üriner sistem ultrasonografisi bilgileri hastaların arşiv dosyaları ve bilgisayar sisteminden elde edilmiştir. Bulgular: Hastaların %30’u (9/30) kız, %70’i (21/30) erkek olup yaş ortanca 70 ay (15-197 ay) idi. Motor fonksiyon sınıflama sistemine göre hastaların %33,3’ü (10/30) skor 4, %66,7’si (20/30) skor 5 olup tamamı immobil hastalar idi. Üriner sistem ultrasonografisi ile hastaların %30’unda (9/30) üst üriner sistem taşı saptandı. Hastaların %56,7’sinde (17/30) spot idrar kalsiyum/kreatin 0,21’in üzerinde bulundu. Yaşa göre spot idrar kalsiyum/kreatin hastaların %66,6’sında (20/30) yüksek saptandı. Hastaların günlük kalsiyum alımı 541±182 (336-1200) mg/gün; vitamin D alımı 25,9±10,6 (7,8-51,4) μg/gün idi. Hastaların tamamında kan kalsiyum düzeyi normal sınırlarda (8,5-10,5 mg/dL) olup kan 25(OH) vitamin D düzeyi 8 hastada >30 ng/mL, 13 hastada 20-30 ng/mL ve 9 hastada <20 ng/mL idi. Sonuç: Ev tipi ventilatör ile izlenen trakeostomili hastalarda immobilizasyon ürolitiazis açısından önemli bir risk faktörü olup bu hastaların eşlik eden metabolik bozukluklar açısından düzenli olarak takip edilmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Çocuk, immobilizasyon, ürolitiazis, ev tipi ventilatör hastas

An ignored cause of red urine in children: rhabdomyolysis due to carnitine palmitoyltransferase II (CPT-II) deficiency.

Abstract Carnitine palmitoyltransferase II (CPT-II) deficiency is an autosomal recessively inherited disorder involving the β-oxidation of long-chain fatty acids, which leads to rhabdomyolysis and subsequent acute renal failure. The clinical phenotype varies from a severe infantile form to a milder muscle form. Here, we report a 9-year-old boy referred to our hospital for the investigation of hematuria with a 2-day history of dark urine and malaise. As no erythrocytes in the microscopic examination of the urine and hemoglobinuria were present, myoglobinuria due to rhabdomyolysis was the most probable cause of dark urine. After excluding the other causes of rhabdomyolysis, with the help of metabolic investigations, the patient was suspected to have CPT-II deficiency, the most common cause of metabolic rhabdomyolysis. Our aim in presenting this case is to emphasize considering rhabdomyolysis in the differential diagnosis of dark urine in order to prevent recurrent rhabdomyolysis and renal injury.

A rare manifestation of renal osteodystrophy in a non-compliant child on hemodialysis: Answers

Answer 1: Brown tumor: Brown tumors are rare focal giant cell lesions of the bone caused by hyperparathyroidism (HPT). Although brown tumors can present at different locations and with unexpected clinical manifestations, common areas of involvement are the mandible, sternum, pelvis, ribs and femur. It is a lytic but benign bone tumor, commonly present in patients with secondary HPT due to chronic kidney disease (CKD), mainly in those with untreated renal osteodystrophy (ROD).

A rare manifestation of renal osteodystrophy in a non-compliant hemodialysis child: Questions

A 16-year-old child was being followed in another center with a diagnosis of chronic kidney disease (CKD) due to unknown etiology from the age of 11 years old for 2 years. He was referred to our hospital at the age of 13. His past medical history revealed that he was in relatively good health until 11 years old, when he began renal replacement treatment with peritoneal dialysis for 2 years. At initial peritoneal dialysis treatment, his serum calcium, phosphate, and alkaline phosphatase (ALP) levels were all within the normal ranges. At first visit to our hospital, he had bilateral atrophic kidneys on ultrasonography and had complete anuria. There was no ves icoure te ra l re f lux on void ing cystourethrography. Echocardiography showed severe left calcium: 10.1 mg/dl, serum phosphorus: 5.4 mg/dl, ALP: 400 IU/l, blood urea: 100 mg/dl, creatine: 8 mg/dl, uric acid: 8 mg/dl, potassium: 6 mEq/l, and parathyroid hormone level was 832 pg/ml. He was initially treated with daily oral calcitriol and phosphate binders, but because of severe hyperparathyroidism (HPT), he was treated with intravenous calcitriol. HPT was not controlled due to lack of adherence of the patient to these given treatments. Although a vitamin D receptor antagonist was started, the treatment failed because of lack of adherence of the patient to this drug. Following development of fungal peritonitis, peritoneal dialysis was terminated and a hemodialysis program was started at three times per week for 4 h

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan iki hastada linezolide bağlı trombositopeni

Linezolid, glikopeptidlerde dahil diger antibiyotiklere direncli gram pozitif bakterilere karsi etkin olan oksazolidinon grubu bir antibiyotiktir. Linezolid kullanimina bagli gorulen yan etkilerden birisi trombositopenidir. Trombositopeniye neden olan farkli bircok risk faktoru bildirilmesine karsin, bu yan etkinin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Burada klinigimizde kronik bobrek hastaligi tanisi ile izlenen ve linezolid tedavisi sirasinda trombositopeni gelisen iki vakayi sunduk. Bu vakalari sunmaktaki amacimiz linezolidin bu yan etkisi hakkinda farkindaligi artirmaktir. Cunku, linezolid tedavisi sirasinda trombositopeni gorulebilecegi cok iyi bilinmesine karsin, bu yan etkinin gelisme riskinin bobrek fonksiyon bozuklugu olanlarda olmayanlara gore daha yuksek oldugu bilinmemektedir.