Faruk Yildiz

Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Tanısı Alan Hastalarda Tip 2 Diabetes Mellitus Oranı

ÖZET Amaç: Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS) uyku sırasında tekrarlayan tam (apne) veya parsiyel (hipopne) üst solunum yolu obstrüksiyonu atakları ve sıklıkla kan oksijen satürasyonunda azalma ile karakterize bir sendromdur. Obezite, OUAS ve Tip 2 Diabetes mellitus (Tip 2 DM) gelişimi arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku ve Elektrofizyoloji Laboratuvarı’nda gecelik polisomnografi (PSG) kayıtları ile 2013-2014 yılları arasında OUAS tanısı alan hastalarda Tip 2 DM oranı araştırılmıştır. 2013 yılında 575, 2014 yılında 539 hasta çalışmaya dâhil edilmiştir. Bulgular: Uyku laboratuvarında incelenen 1114 hastanın 336’sı orta-ağır OUAS tanısı almıştır. Bu 336 hastanın verileri incelendiğinde, 72 (%21,4)’sinde Tip 2 DM saptanmıştır. Sonuç: OUAS tanısı alan tüm hastalarda diyabet varlığı araştırılmalıdır. Ayrıca, diyabet tanısı almış olan hastalar OUAS açısından değerlendirilmeli ve risk grubunda olanlara PSG yapılmalıdır.

Polikistik Over Sendromlu hastalarda artmış ürik asit düzeyleri ve klinik ile ilişkisi

Amac: Polikistikover sendromu (PKOS) ureme cagindaki kadinlari etkileyen en sik endokrin bozukluktur. Klinik ve biyokimyasal ozellikleri metabolik sendrom ile benzerlik gostermektedir. Metabolik sendromlu hastalarda insulin direnci, serum urik asit duzeyi ile iliskilidir. Calismamizda PKOS hastalarinda serum urik asit duzeylerinin laboratuar ve klinik ile iliskisini incelemeyi amacladik. G erec ve Yontemler: Hastanemiz Endokrin Kliniginde takip edilen 172 PKOS hastasi, 34 yas ve vucut kitle indeksi (VKI) uyumlu kontrol grubu toplam 206 olgu katilmistir. Erken follikuler fazda, 12 saat aclik sonrasi kan ornekleri alinmistir. Bazal serum hormon duzeyleri immunoassay ile degerlendirildi. Bulgular: Urik asid duzeylerinin PKOS grubunda kontrol grubuna gore istatistiksel olarak anlamli bir sekilde daha yuksek saptanmistir (4,25 ± 1,07 PKOS, 3,7 ± 0,79 kontrol, P = 0,048). Urik asit ile VKI, total kolesterol, insulin, siklus suresi, Ferriman Gallwey skoru arasinda pozitif anlamli korelasyon, HDL kolesterol ile anlamli negatif korelasyon bulunmustur. Cok degiskenli logistik regresyon yapildiginda urik asit duzeylerinin PKOS grubunda yas ve VKI’den bagimsiz olarak iki kat daha yuksek oldugu saptanmistir. Sonuclar: Calismamizda PKOS grubunda urik asit duzeyleri anlamli bir sekilde yuksek bulunmus ve bu yuksekligin yas ve VKI’den bagimsiz oldugu gorulmustur. Urik asit ile kardiyovaskuler risk faktoru olan kolesterol, Trigliserit, VKI, insulin arasinda pozitif korelasyon gorulmustur. Klinik gosterge olan Ferriman Gallwey, siklus suresi acisindan da pozitif korelasyon saptanmistir. Artmis urik asit duzeyleri PKOS hastalarinda kardiyovaskuler hastalik olusumu icin bagimsiz bir risk faktoru olabilir, klinikte olumsuz sonuclari gosterebilir. Anahtar Kelimeler: Kardiyovaskuler, polikistik over sendromu, urik asit

Akut karın ağrısında nadir bir sebep: ince bağırsak adenokarsinomu

Introduction: Malignant tumors of the small intestine comprise 2-3% of all gastrointestinal cancers. Adenocarcinomas account for 95% of primary small intestine malignancies. The prevalence of adenocarcinoma increases with advanced age. They are commonly located in the distal duodenum and the proximal jejunum. They are usually diagnosed coincidentally and are most effectively treated by surgery. Case Presentation : Here we present a 67-year-old female patient who underwent emergency surgery for acute strangulated hernia during which a tumoral mass was discovered in the ileum, leading to a diagnosis of adenocarcinoma of the ileum. Conclusion: The most effectively treated method is surgery in small intestine adenocarcinomas.

The association between Nlo and Mhr in differentiated thyroid cancer

It was detected a significant difference statically between the patients and the control group respectively in NLO mean (3,2±2,8 and 2,4±1,3 p=0,013), MHR ratio ( 0,038±0,05 and 0,1±0,07 p=0,000), PLR mean (146,0±75,7 and 11,9±11,6 p=0,000) and platelet (259,0±62,6 and 283,7±68,6 p=0,02) as the result of the study. In the correlation analysis, there was a positive correlation between PLR( platelet/ lymphocyte ratio) and NLO (r=0,5 p=0,000), and between respectively MHR and Neutrophile( r=0,4 p=0,000), lymphocyte (r=0,4 p=0,000) and thyroglobuline ( r=0,4 p=0,000), and it was determined a negative correlation between NLO and respectively lymphocyte ( r= -0,2 p=0,000) ,monocyte ( r=-0,18 p=0,01), and between PLR and respectively Neutrophile (r=-0,7 p=0,000), lymphocyte ( r=-0,7 p=0,000) and MHR( r=-0,2 p=0,003).