Oktay Üner

Comparison of Jones jig molar distalization appliance with extraoral traction

In this study, 20 patients were evaluated. Ten were treated with intraoral distalization followed by fixed appliance therapy, and 10 were treated with extra oral traction followed by fixed appliance therapy. Molar relationship correction was achieved in 2.5 months with intraoral distalization and in 10.7 months with extraoral distalization. A significant anterior movement of the anchorage unit (P <.001) was observed with the intraoral distalization and a significant distal drift of premolars was observed in the headgear group (P <.05). Palatal plane was found to tip downward significantly in the headgear group (P <.05). Total outcome of the 2 methods were discussed evaluating the advantages and disadvantages of the 2 distalization methods.

Head Posture in Cleft Lip and Palate Patients With Oronasal Fistula and Its Relationship With Craniofacial Morphology

Objective: This study aimed to evaluate the relationship between head posture and craniofacial morphology in nonsyndromic cleft lip and palate children with oronasal fistula. Patients: A total of 31 cleft lip and palate patients with a mean skeletal age of 7.59 (±2.11) years were involved. Fifteen had complete unilateral cleft lip and palate, 13 had complete bilateral cleft lip and palate, and three had complete cleft palate. Each of the cleft patients was matched with a noncleft Class I subject, on the basis of sex and skeletal age. Design: Lateral cephalograms were taken of all subjects in the standardized upright posture and in orthoposition. Sixteen postural parameters and 44 morphological parameters were evaluated. Results: The correlations with the cranio-cervical and mandibulo-cervical parameters indicated a trend of retrusion in the incisors with extention of the head. The positive nontopographical relationship between the nasolabial angle and some of the postural parameters supplemented the retrusion tendency in the upper incisors with head extension. Vertical skeletal morphological parameters correlated with the postural parameters. Cranio-cervical parameters seemed to be mostly related to mandibular position. Conclusion: Most of the cranio-cervical parameters measured confirmed an increased cranio-cervical angulation in the cleft sample when compared to controls. This head posture change was associated with alterations in tooth position and craniofacial morphology when comparisons were made to the control group.

Tek Taraflı Malpoze Alt Molar Dişin Mini-Plak Uygulaması ile Tedavisi - Olgu Sunumu

OZET Surme bozukluklari, zamansiz dis kayiplari ve diger nedenlerle olusan tek dise ait malpozisyonlarin ortodontik olarak duzeltilmesi, ozellikle normal kapanisli bireylerde bunun ilgili ceneyi tumuyle bantlamadan yapilabilmesi onemli bir konudur. Bu olguda 9 yasinda, Angle sinif I kapanisa sahip, curuk nedeniyle sag alt II. sut molar disi cekilmis ve gerekli onlem alinmamasi sebebiyle ayni taraf daimi 1. molar disi cekim bosluguna devrilmis bir kiz hastanin tedavisi sunulmustur. Ayrica ayni bireyin palatopozisyonda bulunan sag ust lateral disin konumunun duzeltilmesi islemine ait bilgi verilmistir. Olguya konu olan sag alt 1.molar disin distalizasyon ve dogrultma islemleri, son yillarda guncel olan mini-plak uygulamasi ile yapilmistir. Yedi aylik uygulama sonrasi, yet erli oranda dist alizasyon saglandigi gibi eksen dogrultma islemi de basariyla bitirilmistir. Bu uygulamalar sonrasinda, sag alt daimi 2.premolar disin surmesi takip edilerek tedavi sona erdirilmistir.

Süpernümere Dişler Sebebiyle Gömülü Kalmış Üst Orta Kesici Dişlerin Gold Chain ile Tedavisi: Olgu Sunumu

OZET Gomulu disler ortodontide onemli bir problem teskil etmektedir. Ozellikle on bolgedeki dislerin surme bozukluklari, yuz estetigini etkiledigi gibi klinik problemlere de neden olabilmektedir. Etyolojiler arasinda erken sut disi kaybi, surme yolu kaybi veya surme yolu uzerindeki engeller ve uygun pozisyonda gelismeyen dis germi sayilabilmektedir. Bu tur anomaliler cok cesitli yontemlerle tedavi edilebilmektedir. ilk olarak dusunulebilecek tedavi yontemi olan gomulu dislerin cekimi, estetik problemin yani sira alveolar kemik kaybi olusturabilmekte ve iyilesme periyodundan sonra alveolar sirt ince ve yetersiz kalmaktadir. Bu tur olumsuzluklar nedeniyle gomulu dislerin surdurulerek normal konumlarinda ve fonksiyonlarinda bulundurulmaya calisilmasi amac-lanmalidir. Bu calismada 1 3 yasinda sinif I kapanisa sahip, cift tarafli ust orta keserleri gomulu kalmis erkek hastanin tedavisi sunulmaktadir. Tedavi proseduru; dislerin seviyelenmesini takiben cerrahi olarak ustlerinin acilmasi ve surdurulmesi seklinde ...

ÜST KESER PROTRÜZYONUNUN ÜST DUDAK KONUMUNA ETKİSİ

OZET: Siklikla kullanilan ortodontik tedavi yontemlerinden biri olan ust keser protruzyonunun ust dudak konumuna etkisinin incelenmesi amaciyla bu arastirma yapildi. Yapilan ortodontik tedavi planlamasi sonucunda ust keser protruzyonu endikasyonu konulan, kronolojik yas ortalamalari 15.00±1.10 yil ve kemik yasi ortalamalar 15.30±0.80 yil olan 8 kiz ve 4 erkek toplam 12 birey arastirma kapsamina alindi. Ust keser protruzyonu icin arastirmaya alinan bireylere ortalama olarak 6.42±2.19 ay sure ile “Modifiye Edgewise Teknik” uygulandi. Arastirma sonucunda ust keserlerde ortalama olarak 2.38±0.96 mm. protruzyon ve 9.04±4.72 derece labioversiyon oldugu; yapilan bioistatistik analizle ust keserlerdeki protruzyon ve labioversiyon artislarinin onemli olmadigi, ust dudaktaki ileri yon degisikliginin ise onemli oldugu; ust dudaktaki ileri yon konum degisikliginin ust keserlerdeki protruzyon ve labioversiyon ile iliskili olmadigi bulundu.

TEMPOROMANDİBULAR EKLEM REAKSİYON KUVVETİNİN DEĞİŞİMİNDE ÇİĞNEME KASLARININ VE ISIRMA KUVVETİNİN ETKİSİ

OZET Temporomandibular eklem (TME) uzerine binen ve normal olmayan yukler bircok dejeneratif hastaliklara neden olabilmektedir. Gerek ortodontik, gerekse ortognatik cerrahi yontemleri ile tedavi sonucunda, cigneme kaslari kuvvetleri ile isirma kuvvetinin TME uzerindeki etkileri degismektedir. Bu etkilerin saptanmasi amaciyla, iskeletsel sinif 2 kapanisa sahip bir bireyden elde edilen cigneme kaslari kuvvetleri, isirma kuvveti ve bunlarin uygulama noktalarinin degisimi ile TME uzerinde olusan reaksiyon kuvvetin yon ve buyuklugunun degisimi arasindaki iliski incelenmis ve sonuclar grafiklerle gosterilmistir. Iki boyutlu bir model uzerinde olcum hatalarini en aza indirecek kuvvet ve moment kolu vektorleri denge denklemlerinde kullanilarak bir uygulama programi yazilmistir. Boylece, kuvvet vektorlerinin buyukluk ve yonunun degisiminin TME reaksiyon kuvveti uzerine etkileri gosterilmistir.

THE EFFECT OF ACTIVATOR TREATMENT OF SKELETAL CLASS 2 MALOCCLUSIONS ON THE TEMPOROMANDIBULAR JOINT REACTION FORCE

ABSTRACT A change in the pattern of condylar loading might lead to an increase in the amount of condylar/mandibular growth. In this study, the effect of activator treatment of skeletal Class 2 malocclusions on the magnitude and direction of the temporomandibular joint reaction force has been investigated. The treatment group for this study consisted of 12 patients, 8 girls and 4 boys, with an average age of 11.42 ± 0.29 years and skeletal age of 11.02 ± 0.29 years. An Andresen type activator was used for a mean period of 11 months. Electromyographic (EMG) activity of the masseter and anterior temporal muscles were measured and lateral cephalometric radiographs were taken at the beginning and at the end of the study. A two-dimensional model is described on the lateral cephalometric radiographs which uses the intregated EMG (IEMG) activity of the muscles and bite force as the input data and a computer program has been developed to calculate the magnitude and direction of the temporomandibular joint reaction...

FONKSİYONEL AÇIK KAPANIŞ TEDAVİSİNİN TEMPOROMANDİBULAR EKLEM REAKSİYON KUVVETİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

OZET: Bu calismada iskeletsel ve dissel acik kapanis, ozelliklerine sahip, kronolojik yas ortalamalari 10.40±1.12 yil olan on bireyin yayli arka isirma blogu ile tedavisi yapilmistir. Tedavi basi ve sonunda anterior temporal ve masseter kasin elektromiyografik (EMG) aktiviteleri kaydedilmistir. Tedavi basi ve sonunda elde edilen lateral sefolometrik filmler uzerinde iki boyutlu bir model olusturularak kas kuvvetleri ve isirma kuvvetlerinin temporomandibular eklem (TME) uzerinde olusturdugu reaksiyon kuvveti hesaplanmistir. Bu amacla bir bilgisayar programi yazilmistir. Yayli arka isirma blogu ile yapilan tedavi sonunda, kesici ve molar dislerdeki isirma kuvvetlerinin olusturdugu TME reaksiyon kuvvetinin buyuklugunun degismedigi, ancak kuvvetin yonunun oblik yone kaydigi gorulmustur. Bunlardan sadece kesici disteki isirma kuvvetinin neden oldugu yon degisimi istatistiksel olarak onemli bulunmustur.

DİŞHEKİMLİĞİ ÖĞRENCİLERİ VE SERBEST ÇALIŞAN DİŞHEKİMLERİNİN AIDS KONUSUNDAKİ BİLGİ DÜZEYLERİ

OZET: Ankara bolgesindeki dishekimleri ve dishekimligi ogrencilerinin AIDS konusundaki bilgi duzeylerini arastirmak ve karsilastirmak amaciyla bu calisma yapildi. Dishekimleri ve dishekimligi ogrencilerinin AIDS konusundaki bilgi duzeylerinin detayli olmayip; aktuel oldugu ve iki grup arasindaki farkin onemli olmadigi bulundu.

Metal, Plastik ve Seramik Braketlerin Çekme Kuvvetlerine Karşı Dayanıklılıklarının Karşılaştırılması

OZET: In vitro olarak yapilan bu arastirmada; doldurucu yuzdesi dusuk olan “no-mixed yapistirici ile yapistirilan metal, plastik ve seramik braketlerin cekme kuvvetlerine karsi dayanikliliklari degerlendirildi. Uc farkli braket turu icin bulunan cekme kuvvetlerine karsi dayaniklilik degerleri arasindaki farklarin onem kontrollari “Kruskal-Wallis” ve “Mann-Whitney-U” testleri ile yapildi. Metal ve plastik braketler ile; seramik ve plastik braketlerin cekme kuvvetlerine karsi dayaniklilik degerleri arasindaki farklarin onemli oldukla-ri; metal ve seramik braketlerin cekme kuvvetlerine karsi dayaniklilik degerleri arasindaki farklarin onemli olmadigi; metal ve plastik braketlere gore seramik braketlerin cekme kuvvetlerine karsi en yuksek dayanikliligi gosterdigi ve bu uc braket turunde de genellikle adeziv-braket tipi kopma olustugu bulundu.