Vecihi Aksakal

Effects of vitamin E supplementation on performance and meat quality traits of Morkaraman male lambs.

This research was carried out to determine the effects of vitamin E supplementation on meat quality traits of approximate 8 months of age Morkaraman male lambs. The lambs were divided into two groups-control (CG, n=7) and experimental (VG, n=6)-at the beginning of fattening period. The diet given to the CG and VG consisted of concentrate and grass hay. In addition, the VG received a supplement of 45 mg vitamin E per lamb in a day during a 75-day fattening period. At the end of the study, average daily weight gain and feed conversion efficiency values as to feed basis were found to be 208 g and 6.3 for CG and 223 g and 6.0 for VG groups, respectively. Vitamin E supplementation resulted in 8.8% improvement in feed conversion efficiency. In the same way, vitamin E supplementation resulted in 6.7% increase in daily weight gain. Slaughter and carcass characteristics of lambs were also determined, but fattening performance, slaughter and carcass characteristics were not significantly different between groups. The effects of vitamin E on meat characteristics, meat colour (L*, a* and b*), thiobarbituric acid reactive substances content (TBARS), drip loss and pH were determined using m. longissimus dorsi (LD) muscles obtained from CG and VG. Though the effect of vitamin E supplementation on most of the meat quality traits was not statistically significant (P>0.05), L* and a* values in LD muscle from VG were preserved for a period of 12 days of maturation. In addition, a* (redness) tended to increase slightly. TBARS values in samples from CG were found to be higher than those of vitamin E treatment group. In this study, it was also concluded that drip loss was relatively preserved by vitamin E supplementation. In conclusion, vitamin E supplementation of Morkaraman male lambs at an inclusion rate over the amount of nutritional recommendations, significantly reduced lipid oxidation, drip loss and tended to maintain meat redness.

Determination of Best Fitted Regression Model for Estimation of Body Weight in Awassi Sheep

Abstract Topal, M., Yildiz, N., Esenbuğa, N., Aksakal, V., Macit, M. and Özdemir, M. 2003. Determination of best fitted regression model for estimation of body weight in Awassi sheep. J. Appl. Anim. Res., 23: 201–208. In this research, linear regression models were improved for estimation of body weights using various body measurements from Awassi sheep. Simple and multiple regression models were formed when body weight (BW) was dependent variable and body length (BL), heart depth (HD), height at wither (HW), height at shoulder (HS), shin girth (SG), chest width (CW), heart girth (HG), pump width (PW) were independent variables. The best-fitted regression model for estimation of body weight was determined by using mean square error (MSEp), R2 p and Cp statistics. The model including body length, heart depth, heart girth and pump width was the best fitted model (R2 P=0.851, MSEP =8.803, Cp=5.972) for estimation of body weight in Awassi sheep in this study.

Prevalence and Comparing of Some Microbiological Properties, Somatic Cell Count and Antibiotic Residue of Organic and Conventional Raw Milk Produced in Turkey

The aim of this study was to investigate the effects of production systems and milk collection periods on the somatic cell count (SCC), some microbiological properties, total aerobic mesophilic bacteria (TAMB), coliform, Staphylococcus aureus (S. aureus), yeast and mould) and antibiotic residue of milk; in Turkey. Milk samples were collected from 9 conventional farms and 9 organic farms during one year time, at six different months (December 2013 to October 2014), and all farms were selected from the same geographical locations. All organically managed farms had organic production certificates given by the Republic of Turkey Ministry of Food, Agriculture and Livestock. The count of TAMB, coliform, and coagulase positive S. aureus were affected by production systems at the level of p<0.01; yeast and mold, and somatic cell count (SCC) were affected at the level of p<0.05. But, differences according to months were statistically significant only on TAMB (p<0.01) and coliform (p<0.05) counts. The general means of TAMB, coliform and yeast and mould counts of the organic milk (OM) were significantly lower (p<0.05), while the general means of SCC and coagulase positive S. aureus count of the OM was significantly higher (p<0.05) compared to conventional milk (CM). Antibiotic residue was determined in one of the CM sample and in two of the OM samples. Our study is the first research that compared conventional and organic milk in Turkey. This study indicated that the microbiological quality of OM was the higher in terms of TAMB, coliform and yeast and mould, whereas was the lower in relation to SCC and coagulase positive S. aureus counts. But, the quality of both milk types should be improved.

Effect of Growth Hormone Genetic Polymorphism on Calf Birth Weight

The aim of study were to present relationships between birth weight of 94 Holstein calves with genotype structures of each sample’s Growth Hormone (GH) determined through PCR-RFLP method and to detect the population’s genetic variation by determining the genotype and allel frequency distribution. In the study, according to the analysis result, it was determined that Growth Hormone gene LL genotype was 41.9 kg, LL was 40.8 kg, and VV was 42.2 kg for the birth weight. A significant relationship between birth weight with GH genotypes could not be found. It was seen that the calf population is not stable according to Hardy-Weinberg genetic balance test.

Improvement Possibilities of Some Nutritional and Sensory Properties of Organically Produced Laying Hen Eggs

Geliş 10 Ekim 2017 Kabul 18 Aralık 2017 Organik olarak üretilen tavuk yumurtasının daha fazla besleyicilik ve duyusal özelliklere sahip olmasının yanı sıra sağlığa zararlı herhangi bir madde içermemesi, tüketicinin öncelikli beklentilerindendir. Araştırmalar, beklenenin aksine; kafes yumurtaları ile organik yumurtaların kuru madde, lipit ve yağ asitleri arasında önemli bir farklılık bulunmadığını göstermektedir. Organik yumurtanın kafes yumurtasına göre yaklaşık iki kat fiyata satılmasının sadece psikolojik ve etik motivasyon taşıdığı bildirilmektedir. Avrupa Birliği Konseyi organik yumurta üretiminde tavukların bazal rasyonun yanı sıra yeşil kaba yem materyallerine erişimini de gerekli görmektedir. Ancak bu erişimin sağlanması durumunda, organik olarak üretilen yumurta tüketici beklentilerine karşılık verebilir. Araştırmalar ülkemiz Organik Tarım Kanuna göre tavuk başına ayrılan 4 m’lik gezinti alanının bu talepleri karşılamada yeterli olmadığını göstermektedir. Bu durum tavuklara ayrılan gezinti alanının çeşitli yem bitkileri ile rotasyona uygun olarak ekili olmasını sağlayacak şekilde artırılmasını veya gezinti alanına dışarıdan ilave yeşil kaba yem materyallerinin getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Böylece fonksiyonel gıda özelliği olan bir ürün elde etmenin yanı sıra gagalama ve kanibalizmin azalarak hayvan refahının arttığı bir üretim tarzına ulaşılmış olacaktır. Bu derlemede organik yumurta üretiminde başta karotenoidler olmak üzere yağ asitleri gibi kimyasal içeriklerin artırılması ile renk, koku ve tat gibi duyusal özelliklerin iyileştirilme olanaklarına yönelik uygulamalara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Organik yumurta Besinsel ve duyusal içerik Kaba yem Karotenoidler Yağ asitleriOrganik olarak uretilen tavuk yumurtasinin daha fazla besleyicilik ve duyusal ozelliklere sahip olmasinin yani sira sagliga zararli herhangi bir madde icermemesi, tuketicinin oncelikli beklentilerindendir. Arastirmalar, beklenenin aksine; kafes yumurtalari ile organik yumurtalarin kuru madde, lipit ve yag asitleri arasinda onemli bir farklilik bulunmadigini gostermektedir. Organik yumurtanin kafes yumurtasina gore yaklasik iki kat fiyata satilmasinin sadece psikolojik ve etik motivasyon tasidigi bildirilmektedir. Avrupa Birligi Konseyi organik yumurta uretiminde tavuklarin bazal rasyonun yani sira yesil kaba yem materyallerine erisimini de gerekli gormektedir. Ancak bu erisimin saglanmasi durumunda, organik olarak uretilen yumurta tuketici beklentilerine karsilik verebilir. Arastirmalar ulkemiz Organik Tarim Kanuna gore tavuk basina ayrilan 4 m2’lik gezinti alaninin bu talepleri karsilamada yeterli olmadigini gostermektedir. Bu durum tavuklara ayrilan gezinti alaninin cesitli yem bitkileri ile rotasyona uygun olarak ekili olmasini saglayacak sekilde artirilmasini veya gezinti alanina disaridan ilave yesil kaba yem materyallerinin getirilmesini zorunlu kilmaktadir. Boylece fonksiyonel gida ozelligi olan bir urun elde etmenin yani sira gagalama ve kanibalizmin azalarak hayvan refahinin arttigi bir uretim tarzina ulasilmis olacaktir. Bu derlemede organik yumurta uretiminde basta karotenoidler olmak uzere yag asitleri gibi kimyasal iceriklerin artirilmasi ile renk, koku ve tat gibi duyusal ozelliklerin iyilestirilme olanaklarina yonelik uygulamalara yer verilmistir.

Relationships between GH/AluI Polymorphism and Some Performance Traits in Holstein Cows

Geliş 05 Şubat 2018 Kabul 02 Nisan 2018 Bu çalışmanın amacı, organik yetiştirilen 115 baş Holstein ırkı inekten oluşan sürüde Büyüme Hormon (GH) geni bakımından genotip ve allel frekanslarınının dağılımını belirlemek, genetik varyasyonu ortaya koymak ve bazı süt verim özellikleri arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Elde edilen bulgular sonucunda, çalışılan sığır populasyonunun GH geni LL, LV ve VV genotip frekanslarının sırasıyla 0,41, 0,49, ve 0,10 olarak bulunduğu ve Hardy-Weinberg eşitliği testine göre dengede olduğu görülmüştür. Laktasyon süt verimi ortalamaları LL, LV ve VV genotipleri için sırasıyla 7136 kg, 7470 kg ve 8017 kg olarak tespit edilmiştir. Genotiplere ait incelenen Laktasyon süt verimi, 305 günlük süt verimi, Pik süt verimi ve Laktasyon uzunluğu ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunamamıştır. Çalışmada GH/AluI polimorfizminin sığırların süt verim özelliklerinin ıslahı için tek başına yeterli olmadığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Büyüme hormonu geni Polimorfizm Markır Süt Sığırı PCR-RFLPBu calismanin amaci, organik yetistirilen 115 bas Holstein irki inekten olusan surude Buyume Hormon (GH) geni bakimindan genotip ve allel frekanslarininin dagilimini belirlemek, genetik varyasyonu ortaya koymak ve bazi sut verim ozellikleri arasindaki iliskileri arastirmaktir. Elde edilen bulgular sonucunda, calisilan sigir populasyonunun GH geni LL, LV ve VV genotip frekanslarinin sirasiyla 0,41, 0,49, ve 0,10 olarak bulundugu ve Hardy-Weinberg esitligi testine gore dengede oldugu gorulmustur. Laktasyon sut verimi ortalamalari LL, LV ve VV genotipleri icin sirasiyla 7136 kg, 7470 kg ve 8017 kg olarak tespit edilmistir. Genotiplere ait incelenen Laktasyon sut verimi, 305 gunluk sut verimi, Pik sut verimi ve Laktasyon uzunlugu ortalamalari arasinda istatistiksel olarak anlamli iliski bulunamamistir. Calismada GH/AluI polimorfizminin sigirlarin sut verim ozelliklerinin islahi icin tek basina yeterli olmadigi gorulmustur.

FARKLI YETİŞTİRME SİSTEMLERİ UYGULANAN İVESİ VE MORKARAMAN IRKI KUZULARIN BÜYÜME-GELİŞME ÖZELLİKLERİ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRILMASI

Sinirsiz emzirtilen (1.grup) ve yetmis bes gunluk yasta sutten kesilen (2.grup) Ivesi ve Morkaraman kuzularin buyume-gelisme ozellikleri uzerine irk, ana yasi, dogum tipi ve cinsiyetin etkileri arastirilarak iki irkin mukayesesi yapilmistir. Dogum agirligi bakimindan 2. grupta irklar arasindaki fark onemli (p<0.05); mer’a sonu agirligi ve mer’ada gunluk canli agirlik artisi (G.C.A.A) ise 1. ve 2. grupta cok onemli (p<0.01) olmustur. Ana yasinin 1.grupta mer’a sonu agirligi ve mer’ada G.C.A.A’na onemli (p<0.05); cinsiyetin 2.grupta sadece dogum agirliginda onemli (p<0.05); dogum tipinin ise 1. grupta dogum agirligi, mer’a basi agirligi ve mer’a basina kadar G.C.A.A’inda cok onemli (p<0.01), 2.grupta dogum agirliginda cok onemli (p<0.01), mer’a basi agirligi ve mer’a basina kadar G.C.A.A’inda ise onemli (p<0.05) bir etkiye sahip oldugu tespit edilmistir. Calismada elde edilen sonuclar, 1. gruptaki Morkaraman kuzularin diger yetistirme sisteminde buyume-gelisme ozelliklerinin tumu bakimindan ivesi kuzulara ustunluk sagladiklarini gostermistir.

Türkiye’de Organik Tarım ve Sorunları / Organic Farming in Turkey and it’s Problems

OZET: Dunyada organik tarim hizla gelismekte ve yaklasik 120 ulkede, 32 milyon hektarlik alanda organik tarim yapilmaktadir. 28.7 milyar

Determination of the best nonlinear function in order to estimate growth in Morkaraman and Awassi lambs

’lik organik urun pazarinda Avrupa ve Kuzey Amerika ulkeleri en buyuk pazar payina sahiptirler. Turkiye’de, 1994 yilinda yayinlanan ilk organik tarim yonetmeligini takiben organik tarim alaninda ciddi gelismeler saglanmistir. 2005 yillinda 203 811 hektarlik alanda 421 934 ton organik urun uretilmistir. Yurtdisina ihrac edilen 9 319 ton organik urunden 23 230 259

Effects of vitamin E supplementation on fattening performance, non-carcass components and retail cut percentages, and meat quality traits of Awassi lambs.

bir gelir saglanmistir. Bununla birlikte ulkemiz, bitkisel uretimdeki cesitlilik, dogal cayir ve mer’a alanlarinin mevcudiyeti, buyukbas ve kucukbas hayvan varligi ve yeterli isgucune sahip olmasi nedeniyle organik tarim alaninda onemli bir potansiyele sahiptir. Turkiye sahip oldugu bu potansiyelden dolayi, organik urun pazarindan daha cok pay almasi gerekmektedir. Organik urun pazar payinin yukseltilmesi icin ciftcilerin orgutlenmesi, organik tarim ilgili egitim ve danismanlik hizmeti, kontrol ve sertifikasyon kuruslarinin sayisi ve yapisi, organik tarimla ilgili seffaf ve akici veri toplama aglarinin olusturulmasi, organik tarim yapan isletmelerin yapisal ozellikleri ve akredite laboratuarlarla ilgili konularda acilen cozulmesi gereken problemler vardir. Anahtar kelimler: Organik tarim, organik bitkisel uretim, organik hayvansal uretim, konvansiyonel uretim. ABSTRACT: Organic farming develops worldwide and has been practiced approximately in 120 countries, on 32 million hectare farmland. European and North American countries have a big marketing share in